Işığın Renklere Ayrılışı: Gökkuşağı Nasıl Oluşur?

Gökkuşağı, Güneş ışığının atmosferdeki su damlacıkları (yağmur, sis veya çisenti gibi) tarafından kırılması ve yansıtılmasıyla oluşan bir optik ve meteorolojik bir doğa olayıdır. Gökkuşağını görebilmek için, Güneş'in arkanızda, su damlacıklarının ise önünüzde olması gerekir.

Işığın Kırılması ve Yansıması: Güneş'ten gelen ve "beyaz ışık" olarak algıladığımız ışık, aslında gökkuşağının tüm renklerini (kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert, mor) içeren bir spektrumdur. Her renk farklı bir dalga boyuna sahiptir. Bir Güneş ışını, küresel bir su damlasına girdiğinde, hızı yavaşlar ve hafifçe bükülür; bu olaya "kırılma" (refraction) denir.

Renklerin Ayrışması (Dispersiyon): Işık, su damlasına girerken kırıldığında, farklı renkler farklı açılarda bükülür. Kısa dalga boylu mor ışık en fazla, uzun dalga boylu kırmızı ışık ise en az kırılır. Bu, beyaz ışığın renklerine ayrışmasına neden olur ki buna "dispersiyon" denir. Renklerine ayrışan ışık, su damlasının iç arka yüzeyine çarpar ve oradan bir ayna gibi "yansır" (internal reflection).

Gözlemciye Ulaşma: Son olarak, yansıyan ışık, su damlasından çıkarken bir kez daha kırılarak havaya geri döner. Bu süreçten geçen milyonlarca su damlasından, gözlemcinin gözüne sadece belirli bir açıyla (yaklaşık 42 derece) gelen ışınlar ulaşır. Kırmızı renk en üstte, mor renk ise en altta olmak üzere, renkler bir yay şeklinde sıralanır. Bazen, ışığın damla içinde iki kez yansımasıyla, daha soluk ve renkleri ters sırada olan ikincil bir gökkuşağı da oluşabilir.

Kelimeler: gökkuşağı, doğa olayları, optik, ışık, kırılma, yansıma, dispersiyon, meteoroloji