Orta Çağ'da İnsanlar Gerçekten Dünya'nın Düz Olduğuna Mı İnanıyordu?
Hayır, bu yaygın bir tarihsel yanılgıdır. Eğitimli insanlar, Orta Çağ boyunca Dünya'nın küresel bir şekle sahip olduğunu biliyorlardı. Bu bilgi, Antik Yunanlılardan (Pisagor, Platon, Aristoteles gibi) miras alınmıştı ve dönemin önde gelen alimleri, ilahiyatçıları ve düşünürleri tarafından kabul edilen standart bir bilgiydi. Örneğin, 8. yüzyıl bilgini Bede, "Hesaplama Üzerine" adlı eserinde Dünya'nın "bir kalkan gibi düz değil, bir top gibi yuvarlak" olduğunu açıkça belirtmiştir. Kiliselerde ve manastırlarda korunan metinler, bu bilgiyi Orta Çağ boyunca canlı tutmuştur.
Dünya'nın düz olduğu inancının Orta Çağ ile ilişkilendirilmesi, büyük ölçüde 19. yüzyılda ortaya çıkan bir mittir. Bu dönemde, bazı yazarlar (örneğin Washington Irving'in Kristof Kolomb hakkındaki kurgusal biyografisi) ve bilim ile din arasında bir çatışma olduğunu kanıtlamaya çalışan bazı düşünürler, Orta Çağ'ı "karanlık" ve "cahil" bir dönem olarak göstermek için bu "düz dünya" fikrini popülerleştirdiler. Oysa Kristof Kolomb'un yolculuğuna karşı çıkanların temel endişesi Dünya'nın düz olması değil, okyanusun tahmin edilenden çok daha geniş olması ve o dönemki gemilerle Asya'ya ulaşmanın imkansız olacağıydı ki bu konuda haklıydılar; Amerika kıtası olmasaydı yolculuk başarısız olurdu.