Antik Mısır ve Kediler İlişkisi Nedir?
Antik Mısır, kedilerin evcilleştirildiği ve tarihte en çok saygı gördüğü medeniyetlerden biridir. Bu ilişki, karşılıklı faydaya dayalı bir ortaklıktan başlayarak, zamanla dini bir tapınmaya dönüşmüştür.
Haşere Kontrolü ve Ortaklık: Antik Mısır ekonomisi büyük ölçüde tarıma, özellikle de Nil Nehri kıyısındaki tahıl üretimine dayanıyordu. Tahıl ambarları, fare, sıçan ve yılan gibi haşereler için birer çekim merkeziydi. Vahşi kediler, bu haşereleri avlayarak ekinleri koruyorlardı. Bu durum, Mısırlıların kedileri değerli bir ortak olarak görmesini ve onları evlerine ve yaşam alanlarına kabul etmesini sağladı. Bu, kedilerin evcilleştirilme sürecindeki en önemli adımdı.
Dini Sembolizm: Tanrıça Bastet: Zamanla kedilere duyulan saygı, dini bir boyuta ulaştı. Kediler, ev ve aile tanrıçası, doğurganlık ve neşenin koruyucusu olan tanrıça Bastet ile ilişkilendirildi. Bastet, genellikle bir kedi başında veya tamamen bir kedi olarak tasvir edilirdi. Kediler, tanrıçanın yeryüzündeki birer tezahürü olarak görüldüğü için kutsal kabul edilirlerdi.
Kutsal Hayvan ve Mumyalama: Kedilere duyulan bu saygı, onlara zarar vermenin büyük bir suç sayılmasına neden oldu. Bir kediyi, hatta kazara bile olsa, öldürmenin cezası idamdı. Ailedeki bir kedi öldüğünde, aile üyeleri yas tutar ve kaşlarını tıraş ederlerdi. Ölen kediler, tanrıça Bastet'e bir adak olarak veya öbür dünyada sahipleriyle yeniden bir araya gelmeleri için, tıpkı insanlar gibi mumyalanır ve özel kedi mezarlıklarına gömülürlerdi. Arkeolojik kazılarda on binlerce kedi mumyası bulunmuştur.