Atlantis Efsanesinin Kökeni Nedir ve Gerçek Olabilir Mi?

Kayıp kıta Atlantis efsanesinin bilinen tek kaynağı, Antik Yunan filozofu Platon'un (Eflatun) M.Ö. 4. yüzyılda yazdığı "Timaeus" ve "Critias" adlı diyaloglarıdır. Platon, bu eserlerinde Atlantis'i, "Herkül Sütunları'nın ötesinde" (Cebelitarık Boğazı'nın ötesi) yer alan, son derece gelişmiş ve güçlü bir ada uygarlığı olarak tasvir eder. Anlatıya göre Atlantis, kibire kapılıp Atina'yı işgal etmeye çalıştıktan sonra, tanrıların gazabına uğrayarak "tek bir kötü gün ve gecede" depremler ve sellerle sulara gömülür.

Akademisyenlerin çoğu, Platon'un Atlantis hikayesini, kibir, ilahi adalet ve ideal devlet gibi felsefi konuları anlatmak için kurguladığı bir ahlaki alegori (ibret hikayesi) olarak görür. Ancak bazıları, Platon'un hikayesinin gerçek bir olaydan esinlenmiş olabileceğini düşünür. En popüler teori, Atlantis efsanesinin, M.Ö. 1600 civarında Ege Denizi'ndeki Thera (günümüzdeki Santorini) adasında meydana gelen devasa volkanik patlamadan esinlendiğidir. Bu patlama, adanın büyük bir kısmını yok etmiş, dev tsunamiler yaratmış ve o dönemde bölgenin hakimi olan Girit'teki Minos Uygarlığı'nın çöküşüne yol açmış olabilir. Bu travmatik olayın anıları, nesiller boyunca abartılarak Platon'un hikayesine ilham vermiş olabilir. Dolayısıyla, Atlantis'in kendisi muhtemelen bir efsanedir, ancak kökeninde gerçek bir doğal felaket yatıyor olabilir.

Kelimeler: atlantis, efsane, platon, tarih, arkeoloji, minos uygarlığı, santorini